İnsanların sizi sevmesi için çok çaba sarfediyor musunuz?
Onaylanmak, alkışlanmak, kabul görmek için neler yapıyorsunuz?
Evde, iş yerinde, arkadaşlar arasında…
Daha çok çok çok sevilmek için, nelerden vazgeçiyorsunuz.
Gene de yetmiyor değil mi?
Ne yaparsanız yapın tam anlamıyla sevildiğinizi hissedemiyorsunuz?
Tatlı bir söz duymak için kendiniz olmaktan vazgeçiyorsanız eğer.
Onu mutlu etmek için “miş mış” gibi yapıyorsanız.
Sevildiğinizi hissetme duygusu sizden uzaklaşır.
Ya da çok kısa sürer. Bir anlık sevildiğinizi hisseder, sonrasında bir bakarsınız gene sevgiye açsınız.
Ne yaparsanız, hangi durumlarda karşı taraftan sevgi alacağınızı zannettiğiniz anlara bir bir bakın.
İşte o nokta yanıldığımız yer.
Çünkü gerçek sevgi karşımızdakinin bizi olduğu gibi kabul ederek sevmesidir.
Yargısız, sorgulamadan, bizi sınırlamadan, “eğer”lerin içine sıkıştırmadan onaylamasıdır.
Asıl olan şu ki…
Siz bunu yapabilir misiniz?
Birini kalıplara sokmadan, kafanızda yarattığınız profilin içine oturtmaya çalışmadan sevebilir misiniz?
Çok kolay değil değil mi?
Öyleyse…
Sevmeyi başardığımızda seviliyoruzdur da.