Seni Seviyorum, Beni Seviyor Musun?
Bir çocuğa, bir adama, bir kadına, bir arkadaşa, anneye, babaya…
“Seni seviyorum” dediğinizde içine neleri koyarsınız?
Sevginin içindeki değerleriniz nedir?
Bana 5 tane değer sıralayabilir misiniz?
Bu soruyu kendime sorduğumda peş peşe aklıma gelen değerler, “şefkat, güven, kabul, bağlılık, hoşgörü” oluverdi.
İşte benim sevgiye açılan pencerem!
Ya karşımdakinin penceresi?
O aynı şekilde bakıyor mu?
Ben her “Seni seviyorum” dediğimde bu değerleri ifade ediyorum.
Peki; onun beni sevmesini beklerken ya da sevdiğini düşünürken kendi baktığım pencereden onun da penceresini açmasını mı bekliyorum?
Evyahhh…
Durum böyleyse, hiç sevilmediğimi düşünüyor olabilir miyim?
Etrafıma baktığımda da birbirini sevmeyen ya da sevildiğini anlamayan insanların ne çok olduğunu görüyorum.
Herkes sevilmediğinden ya da sevgisinin anlaşılmamasından şikayetçi.
Sevgiyi ifade eden değerlerimiz birbirinden farklı ise bu sevilmediğimiz anlamına mı gelir?
Aynı değerlerle birbirimize sevgiyi ifade etmemizi beklemek haksızlık değil mi?
Bir çocuk annesini severken neler koyar içine, penceresini nasıl açar?
Bir anne çocuğunu severken neleri sığdırır içine?
Bir anne çocuğunu koruyarak sevgisini ifade ettiğinde ve çocuğundan da onu korumasını beklediğinde çocuğun üzerindeki baskıyı bir düşünsenize…
“Şimdi ben sana bakıyorum, koruyorum, kolluyorum, büyüyünce de sen bana bakacaksın ona göre!” demiyor muyuz?
Peşin peşin çocuğa şimdiden, “Beni seviyor musun? Bak ben seni seviyorum ve aynı şekilde beni sevmeni bekliyorum” diyerek pazarlığımızı yapıyoruz.
Ve de öyle olmuyor mu?
Tek tek tüm ilişkilerdeki sevme pencerenizi nasıl açtığınızı düşünün.
Seviyor ve sevildiğinizi hissediyor musunuz?
En güzeli açık olmak.
Önce sizin için “Sevmek nedir?”
Kendi sevme değerlerinizi keşfedin.
Sonra da açıkça karşınızdakine sorun.
Onun penceresinden bakabildiğinizde hissettiğiniz sevilmektir.
Sadece onun penceresinden bakın, onun gibi olmaya çalışın anlamına gelmiyor.
Onun sevgisini anlamaya çalışın.
Ve sizi severken onu özgür bırakın.
Bırakın kendince sevsin sizi.
Bu sizi daha değerli ve özel yapar.
Siz kendi pencerenizi ona açtığınızda onun da hissettiği sevilmektir.
İkili ilişkilerde ne yazık ki sevgi pencerelerimizi açıkça ve şeffaf olarak açmıyoruz.
Kendi penceremizi kapalı tutup onun penceresini ise biz nasıl istiyorsak öyle açmasını bekliyoruz.
Hal böyle olunca…
Seven ama sevdiğini özgürce göstermeyen ve sevildiğini de hiç hissetmemiş olan ilişkiler yaşıyoruz.
Yazık değil mi geçen zamana, hayata?
Açalım pencerelerimizi birbirimize özgürce.
Çünkü sevmek de, sevilmek de çok güzel.
Hayat güzel, yaşamak güzel!